Vergi kimlik numarası nedir? Vergi kimlik numarası sorgulama
Vergi kimlik numarası (Vergi numarası, VKN veya vergi kimlik no olarak da kullanılır) vergi mükellefi olan birey veya kurumlara özel olarak tanımlanan numaradır.
Tam Zamanlı Çalışma (Full Time); bir iş sözleşmesine dayalı olarak haftada 30 ila 45 saat çalışmayı ifade eden istihdam şeklidir. Tam zamanlı çalışma modelleri ve bilinmesi gerekenler ile ilgili detayları bu yazımızda bulabilirsiniz.
Tam zamanlı çalışma; bir iş sözleşmesine dayalı olarak haftada belirli bir sürenin üzerinde çalışmayı ifade eden istihdam şeklidir. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, bir işçinin haftalık normal çalışma süresi 45 saat olsa da tam zamanlı çalışma için bu sürenin tamamını doldurmak şart değildir. Tam zamanlı (Full Time) çalışma statüsüne dahil olmak için haftada minimum 30 saat çalışmak yeterlidir. Elbette 30 saatin üzeri de tam zamanlı (full time) çalışma statüsünde olacaktır.
Tam zamanlı çalışma; işveren tarafından tanımlanan ve haftada 45 saatlik çalışmayı gerektiren bir iştir. Tam zamanlı (full time) bir iş için işveren o işin niteliğini ve tam zamanlı çalışacak personelin pozisyonunu belirler (Örneğin; tam zamanlı muhasebe elemanı). Dolayısıyla tam zamanlı iş teorik bir tanım olup, tam zamanlı çalışma ise ise pratik uygulamadır.
Tam zamanlı çalışma için minimum haftalık çalışma süresi 30 saat olarak belirlenirken, genel yasal (4857 sayılı İş Kanunu) çalışma süresi olan 45 saat de tam süreli çalışmanın tipik süresi olarak kabul edilmektedir. Bir iş sözleşmesinde aksi belirtilmediyse, haftalık çalışma süresi 45 saattir.
Bu süre (45 saat), günde 7.5 saat çalışma karşılığında haftada 6 güne bölünmüştür. Kanunen zorunlu dinlenme günü haftada 1 gündür, ancak bazı iş yerlerinde bu süre 1.5 veya 2 güne çıkarılabilir. Bu durumda toplam 45 saatlik çalışma süresi, kalan günlere dengeli şekilde dağıtılır.
Çalışma saatlerinin günlük dağılımı ve mesai uygulamaları iş yerinin politikasına göre değişiklik gösterebilir. Örneğin bazı kurumlarda 09:00-18:00 arası (1 saat öğle molasıyla), bazılarında ise vardiyalı sistemler uygulanabilir. Temel prensip, haftalık çalışma süresinin 45 saati geçmemesi ve dinlenme haklarının korunmasıdır.
Tam zamanlı iş sözleşmesi; 4857 sayılı İş Kanunu'na göre çalışanın haftada en az 45 saat çalışmayı taahhüt ettiği, işçiye güvence sağlayan ve işverene düzenli iş gücü temin eden yasal bir bağlayıcılığı olan bir sözleşme türüdür.
4857 sayılı iş kanununa göre, çalışan bir işçinin haftalık çalışma saati 45 saatt olsa da aynı sayılı iş kanuna göre tam zamanlı çalışan birinin haftalık çalışma süresinin minimum 30 saat olması yeterlidir. Yani haftada 30 ila 45 saat arası çalışıyorsanız bu durumda tam zamanlı çalışıyorsunuz demektir.
Full time bir işte günün hangi saatlerinde çalışılacağı, ülkemizde uygulanan iş kanunu tarafından belirlenmiş sabit bir kurala bağlı değildir. Çalışma saatleri, işveren ve işçi arasındaki iş sözleşmesi ile belirlenir. Ancak, bu belirleme iş kanununun getirdiği bazı sınırlamalar dahilinde yapılır.
Günümüz iş dünyasında tam zamanlı çalışma farklı şekillerde uygulanabilmektedir. Bu modellerin ortak noktası, haftalık 45 saatlik yasal çalışma süresini doldurmakla birlikte, çalışma mekânı ve zamanı açısından çeşitlilik göstermeleridir.
En yaygın uygulanan çalışma modelidir. Çalışanlar, işveren tarafından belirlenen sabit bir mekânda (ofis, fabrika, mağaza vb.) mesai saatleri içinde çalışırlar. Çalışma saatleri genellikle 09:00-18:00 gibi standart veya vardiyalı zaman dilimlerindedir. Bu modelde çalışanların iş-yaşam dengesini kurmaları daha zordur, ancak ekip çalışması ve yüz yüze iletişim açısından avantajları bulunmaktadır.
Özellikle teknoloji şirketlerinde yaygınlaşan bu sistemde çalışanlar, işlerini iş yerine gitmeden evlerinden yürütürler. İletişim e-posta, mesajlaşma uygulamaları ve video konferans sistemleriyle sağlanır. Çalışma saatleri bazen esnek olsa da genellikle belirli çekirdek saatlerde ulaşılabilir olma zorunluluğu vardır. Bu modelde ofis masrafları azalmakta, ancak sosyal etkileşim sınırlı kalmaktadır.
Son yıllarda giderek daha fazla tercih edilen bu model, iş yeri ve ev çalışmasının karışımıdır. Örneğin haftada 3 gün iş yerinde, 2 gün evde çalışma şeklinde uygulanabilir. Çalışanlar toplantı ve ekip çalışmaları için iş yerine gelirken, bireysel çalışmalarını evden yürütebilirler. Bu sistem hem esneklik sağlar hem de ekip dinamiklerini korumaya yardımcı olur. Uygulama detayları işveren ve çalışan arasında mutabakatla belirlenir.
Tam zamanlı çalışmanın avantajları olduğu gibi dezavantajları da vardır. Aşağıda bahsedeceğimiz dezavantajlar, çalışanın kişisel önceliklerine ve şirketin kültürüne göre değişiklik gösterebilir. Bazı iş yerleri, bu sorunları hafifletmek için esnek çalışma saatleri veya hibrit modeller sunmaktadır.
Tam zamanlı çalışmanın dezavantajları şunlardır:
Mesai saatleri genellikle sabittir ve değiştirilemez. Çalışanlar, çoğu zaman kişisel ihtiyaçları için esnek davranamaz. Örneğin, doktor randevusu almak veya çocuğun okul etkinliğine katılmak gibi durumlarda izin almak gerekir. Bu da özel hayatla iş hayatını dengelemede zorluk yaratır.
Haftalık 45 saatlik çalışma süresi, özellikle yoğun dönemlerde daha da artabilir. Fazla mesailer, çalışanların özel yaşamından fedakarlık yapmasına neden olur. Uzun süreli çalışma temposu, zamanla tükenmişlik sendromuna yol açabilir.
Aynı pozisyonda uzun süre kalmak, mesleki gelişimi yavaşlatabilir. Özellikle büyük şirketlerde terfi süreçleri uzun zaman alır. Çalışanlar kendilerini geliştirmek için ek eğitimlere zaman ayırmakta zorlanabilir.
Sürekli oturarak veya ayakta çalışmak bel ve boyun ağrılarına neden olabilir. İş yeri ortamının getirdiği stres, zamanla motivasyon kaybına yol açar. İşe gidip gelmede yaşanılan trafik vb. sorunlar veya işi yetiştirme stresi ekstra yorgunluğa neden olur.
Sabit maaşlı çalışanlar, ekonomik dalgalanmalardan doğrudan etkilenir. İşten çıkarılma durumunda ise alternatif bulmak zaman alabilir.
Şirket politikaları ve katı hiyerarşi, yaratıcı fikirlerin önüne geçebilir. Çalışanların inisiyatif alması bazen zorlaşır. Özellikle geleneksel yapıdaki şirketlerde değişime dirençle karşılaşılabilir.
Hafta sonları çalışma zorunluluğu, sosyal ilişkileri zayıflatabilir. Arkadaş ve aile görüşmeleri genellikle iş programına göre ayarlanmak zorunda kalır. Tatil planları da işverenin izin politikasıyla sınırlıdır.
İş sözleşmesi; çalışma koşulları, ücret, çalışma saatleri, tazminatlar ve diğer önemli detayları içerir. Sözleşmenin belirli süreli mi yoksa belirsiz süreli mi olduğu açıkça ifade edilmelidir. Tam zamanlı iş sözleşmeleri genellikle belirsiz süreli olabileceği gibi, belirli süreli de olabilir. Sözleşmede her iki tarafın da hak ve sorumlulukları açıkça belirtilmelidir.
İşçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıklarda sözleşme metni esas alınır. Bu nedenle tüm detayların eksiksiz yazılı olması büyük önem taşır. Sözleşme imzalanmadan önce hukuki danışmanlık alınması tavsiye edilir.
Tam zamanlı çalışanlar geniş kapsamlı yasal haklara sahiptirler. Tam zamanlı çalışanların yasal hakları, çeşitli kanunlar ve düzenlemelerle güvence altına alınmıştır. Bu haklar, çalışma sürelerinin düzenlenmesinden ücret ve izin haklarına, iş güvencesinden eşit davranılma ilkesine kadar birçok farklı alanı kapsamaktadır. İş sözleşmesi ve ilgili mevzuat hükümleri, tam zamanlı çalışanların haklarının çerçevesini çizer. Tam zamanlı çalışanların temel yasal hakları şunlardır:
Haftalık normal çalışma süresi en çok 45 saattir. Bu süre, aksi sözleşmede belirtilmediyse geçerlidir. Günlük çalışma süresi en fazla 11 saat olabilir.
Tam zamanlı çalışanlar, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasalar bile o günlerin ücretine hak kazanırlar. Çalışmaları halinde ise, ilgili mevzuat hükümlerine göre ek ücret almaları gerekir.
İşveren, haklı bir neden olmadıkça, tam zamanlı çalışanlar arasında ayrım yapamaz. Özellikle ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatler konusunda, aynı veya benzer durumda olan tam zamanlı çalışanlara eşit davranmak zorundadır.
İşveren, iş sözleşmesinin yapılmasıyla birlikte çalışanı iş koşulları, ücret, çalışma süreleri gibi konularda bilgilendirmekle yükümlüdür. Yazılı sözleşme yapılmayan durumlarda bu bilgilendirmenin yazılı olarak yapılması zorunludur (belirli süreli ve bir ayı geçmeyen sözleşmeler hariç).
İşverenler, çalışanların sağlığını korumak amacıyla gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür. Bu kapsamda düzenli eğitimlerin verilmesi ve koruyucu donanım temini zorunludur.
En az altı ay çalışmış olanlar iş güvencesi kapsamına girer. Geçerli sebep gösterilmeden iş akdinin feshi yasal değildir. Haksız fesih durumunda çalışanlar işe iade davası açma hakkına sahiptir.
Çalışanlar, sosyal güvenlik primi ödenmesi, doğum ve evlilik izni gibi haklardan yararlanır. Sendika kurma, toplu sözleşme yapma ve grev hakkı gibi temel sendikal haklar da yasal güvence altındadır.
İş sözleşmesinin feshi durumunda, kıdem tazminatı ve ihbar sürelerine ilişkin yasal düzenlemeler uygulanır. Çalışanlar, bu haklarının ihlali durumunda yargı yoluna başvurabilir.
Tam zamanlı çalışmadan yarı zamanlı çalışmaya geçiş veya tam tersi durum mümkündür. İş Kanunu'nuna göre, iş sözleşmesinin esaslı unsurlarında değişiklik yapılabilmesi için tarafların karşılıklı anlaşması gerekmektedir. Çalışma süresinin değiştirilmesi de bu kapsamda değerlendirilir. Çalışma sürelerinde değişiklik yapılabilmesi mümkün olmakla birlikte, tarafların mutabakatı ve yasal prosedürlere uyulması şarttır. Değişikliklerin yazılı olarak belgelenmesi ve SGK'ya zamanında bildirilmesi gerekmektedir.
Yarı zamanlı çalışma, tam zamanlı çalışanlara kıyasla daha az çalışma saatini kapsayan bir istihdam şeklidir. Kısmi süreli çalışma, yürürlükteki mevzuatta belirlenmiş normal çalışma süresinin altında bir çalışma düzenini ifade eder. İş Kanunu'na göre, kısmi süreli iş sözleşmesi, işçinin haftalık çalışma süresinin, aynı iş yerindeki tam süreli emsal işçinin çalışma süresinden önemli ölçüde az olması durumunda söz konusu olur.
İş Kanunu'na İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği'nde bu durum açıkça düzenlenmiştir. Buna göre, iş yerinde tam süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçinin çalışma süresinin üçte ikisine kadar (2/3 oranında) olan çalışmalar kısmi süreli olarak nitelendirilir. Örnek vermek gerekirse, bir iş yerinde tam zamanlı çalışan işçi haftada 42 saat çalışıyorsa, aynı iş yerinde 28 saate kadar olan çalışmalar kısmi süreli sayılır. Uygulamada, haftalık çalışma süresinin 30 saatin altında olması durumu genellikle yarı zamanlı iş olarak tanımlanmaktadır.
Her iki çalışma türünün de kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Çalışanlar, kişisel ihtiyaçlarına ve yaşam tarzlarına uygun olan çalışma şeklini tercih edebilirler. Yasal düzenlemeler, kısmi süreli çalışanların bazı haklarının tam zamanlı çalışanlarla eşit veya orantılı olmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
Tam zamanlı (full-time) ve yarı zamanlı (kısmi süreli) çalışma arasındaki temel farklar, ağırlıklı olarak çalışma süresi olmak üzere, ücret, kariyer fırsatları, sosyal imkânlar ve bazı yasal haklar gibi alanlarda kendisini gösterir.
Tam zamanlı çalışmada haftalık çalışma süresi 45 saattir. Yarı zamanlı çalışmada ise bu süre, tam zamanlı çalışan emsal işçinin süresinin üçte ikisini (2/3) geçemez. Örneğin, bir iş yerinde tam zamanlı çalışma 45 saat ise yarı zamanlı çalışma en fazla 30 saat olabilir.
Tam zamanlı çalışanlar aylık sabit ücret alırken, yarı zamanlı çalışanlar çalıştıkları saat oranında ücret alırlar. Yarı zamanlı çalışanların ücretleri, çalışma süreleriyle doğru orantılı olarak hesaplanır.
Tam zamanlı çalışanlar tam sosyal güvenlik haklarından yararlanır. Yarı zamanlı çalışanların ise prim ödeme gün sayıları, çalıştıkları süreye göre belirlenir. Ancak her iki çalışma türünde de sosyal güvenlik kapsamı aynıdır.
Tam zamanlı çalışanlar, 1 yıllık çalışma sonunda yıllık izin hakkı kazanır. Yarı zamanlı çalışanlar da aynı hakka sahiptir, ancak izin ücretleri çalışma sürelerine göre hesaplanır.
Her iki çalışma türünde de 6 ayı dolduran çalışanlar iş güvencesi hükümlerinden yararlanır. İşveren, geçerli sebep olmadan iş sözleşmesini feshedemez.
Tam zamanlı çalışanlar için yıllık 270 saat fazla mesai sınırı vardır. Yarı zamanlı çalışanlarda ise belirlenen çalışma süresinin üzerindeki çalışmalar fazla mesai sayılır.
Her iki çalışma türünde de kıdem tazminatı hakları aynıdır. Çalışanlar, 1 yılı doldurduktan sonra kıdem tazminatına hak kazanır.
Tam zamanlı çalışmada çalışma saatleri genellikle sabittir. Yarı zamanlı çalışmada ise işveren ve çalışanın anlaşmasıyla daha esnek çalışma saatleri belirlenebilir.
Tam zamanlı çalışanların terfi ve kariyer gelişimi için daha fazla fırsatı vardır. Yarı zamanlı çalışanların ise terfi olanakları genellikle daha sınırlıdır.
Evet, tam zamanlı bir iş sözleşmesine deneme kaydı konulabilir. Deneme süresi en çok iki ay olabilir. Ancak, deneme süresi toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar uzatılabilir.
Deneme süresi, işçi ve işverenin birbirlerini tanımaları ve işçinin işe yatkınlığını tespit etmeleri için sözleşmeye konulabilen bir süredir. Deneme süresi koymak tarafların isteğine bağlıdır, ancak konulduğunda süresi kanunla belirlenmiştir. İş Kanunu'na göre deneme süresi en çok iki aydır, toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar çıkarılabilir. Deneme süresinin işçi ile yapılan iş sözleşmesinin tam süreli veya kısmi süreli olmasının bir önemi bulunmamaktadır; her iki tür sözleşmede de deneme süresi uygulanabilir. Deneme süresi içinde taraflar herhangi bir yükümlülük veya tazminat ödeme zorunluluğu olmaksızın sözleşmeyi istedikleri zaman sona erdirebilirler.